Yoğurulan, işlenen, pişen bir ham materyal gibi, insanı bir hamur gibi ele almak gerek bence. Değişmek bu yüzden güzeldir aslen. Değiştikçe gelişen ve değer kazanan bir materyal olduğu için insan. Bu değişimden nasibimi almaya çalışıyorum ben her gün. Yazmanın sağladığı olanakla kendi değişimimi izleme fırsatım da oldu.
Öğrenciliğimin ilk yıllarında bir Türk benliği oluşturmak adına tasarlanan eğitim sisteminin tüm arkadaşlarım ve hatta öğretmenlerim gibi bir ürünü olduğumu görmemiştim örneğin. İlkokulda meclisin açıldığı tarihle cumhuriyetin ilan edildiği tarihi karıştırmamak için tekerleme üretir, unutmamakla da milli onur ve gururumu koruduğuma inanırdım. Kendini sosyal demokrat, Atatürkçü ve halkçı tanımlayan bir ailenin çocuğu, aslında şu zamana kadar Kemalist olduğunu gördü. Sorgulanmayan şey anlaşılamaz, devlet adamları da bunun dışında değil, fanatizm tehlikeli. Din konusunda da böyle oldu, ortaokuldayken gayet korumacı olduğumu hatırlıyorum, ateistler o zaman kötü insanlardı.Günahkarların cehennemde yanmamaları için iyi insanlara dönüşmelerini dilerdim, sonradan bu yakma işinin gaddarca bir uygulama olduğunu düşünmeye başladım. Kürt halkı hakkında ana akım medyanın ürettiği fikirleri taşıyordum, eşcinselliği haksız şekilde anormal ve uygunsuz görürdüm. Bu fikirler değiştiğinde de eski yazdıklarıma bakıp utanırdım ama elim silmeye yada değiştirmeye gitmezdi, uzun süre boyunca da bu böyle devam etti. Utanmaktan vazgeçip şu yazdığımı yazmaya karar verdim bugün.
Ulaşmaya çalıştığım nokta fikirlerin değişebildiği, bunun gayet mümkün ve hatta gerekli olduğudur. İnsanları etiketlemek ve fikirlerden ziyade kişilerle savaşmak bu nedenle yanlıştır, sonuç getirmez. Bireylere ait fikirlerin değişmesi kuvvetle muhtemel olup, bu fikirleri geliştirmek de onları kabul etmekle başlar, bu sabır ve sevgi isteyen bir süreçtir. Mücadele aslen fikir mücadelesidir, aksi türlü yaşamaz ve yaşatmaz, ancak öldürür.
0 yorum:
Yorum Gönder