Demokrasi


   Dünyayı nasıl kurtarırız düşüncelerine daldım yine ben geçen gün , leblebi yiyordum o sıra . Aklımdan geçenleri yazayım dedim.

         Bence demokrasi , adı sıklıkla duyulsa da elle tutup gözle görülemeyen ve kutsallaştırma gafletine düşülen bir başka kelime sadece . Halkın yönetimi elinde tuttuğu ( ve çoğu zaman elinden düşürdüğü ) bu yönetim şeklinde eğer halk kendini yönetmeye ehil değilse sonuç iki yaşındaki bir çocuğun içli köfte tarifiyle benzer sonuçlar veriyor.

           Bu bir bakıma herhangi bir işi kimin yapacağı konusunda yapılan seçim gibi. Demirciye ekmek yaptırmaz fırıncıya da demir dövdürmeyiz.  Basiretsiz bir meslek erbabına da kimse iş vermek istemez ama söz konusu devlet yönetimi olduğunda fikir sahibi olan , olmayan herkesin devlet yönetiminde eşit söz sahibi olmasını gayet normal karşılarız.Sistemin işlemesi için halkın tamamının devlet yönetiminin teslimi konusunda seçim yapabilecek bir bilgi düzeyine ulaşması gereklidir.

         Bir arkadaşımla yaptığımız sohbet üzerine bunun da eğitimden geçtiğini düşünmeye başladım. Bu eğitim standardı yakalanmadığı sürece de , demokratik yönetim biçiminin pek de sütten çıkmış ak kaşık olmadığı söylenebilir çünkü yönetmeyi bilmeyen bir halk ile yönetmeyi bilmeyen bir padişah arasında çok da bir fark olmadığını düşünüyorum . Halk , kendi içindekiler arasında yönetim için en kalifiye olanları seçemediği sürece kendi iradesiyle yönetilmiş sayılır mı sorusu da dikkate alınmalıdır.  

Leblebiye devam :)

           
 

Arşiv