Nisbeten erken kalktığım bir perşembe sabahı
ben yıllar önce oturduğum yerde
dalıyorum yine gökyüzüne
bulutlarım aynı denizim aynı
ne güzel şeydir yaşamak
Hacıyatar
Aslında yazılacak çok şey var ve sanırım bu yüzden gitmiyor elim kaleme , kare var neyse ki .
Aşkla başlayalım , ne demiş rahmetli
Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden ‘biz’ olabilme halidir.
Bizin içindeki ben kayboldu , balık gibi cama vuruyor sinek gibi daire çiziyor
Savaş ,
Savaşılması gereken onca şey varken taşeronluk savaşında dünyaya gözlerimi açtığım yere bomba yağdırmaya gidiyor sevgili ülkem . Aradan yıllar geçer , hasbelkader zamanaşımına da uğramazsa yargılansın diye getirirler kolu kırılınca gelemez duruşmaya , ardındaki kalabalıklar da yalan olur gider .
Eylüllerden 12 ,
Filmlerden izleyip , kitaplardan okumakla bildiğim acı dolu hikayeler dizisi . Sabaha karşı çalan kapı sesi , yasaklanan kitaplar kütüphanesi , işkenceyle ölenlerin meçhul cenazesi . Ben görmedim duydum sadece , soruyorum çok mu farklı olacak nisanlardan 12 yıllardan yine 12 .
Öğrenciyiz hani ,
Açın google 'ı şimdi yazın oraya " hapisteki" diye sonra bir adet boşluk bırakın ricamdır. generaller , gazeteciler , öğrenciler . Tehlike grubundayım ben , çenem de düştü üstelik şu ara . Demokrasi lafı sık geçer buralarda televizyonda olsun okulda olsun . İyi bir şey diye duyduk bilmiyoruz nedir aslı .
İyi geceler