Boyum küçüktü , arabamızda çalardı bu şarkı , tek kelimesini anlamadığım sözlerini bile severdim , çok anlamlıydılar benim için , güzel bişey anlatıyor olmalıydı mutlaka , insan anlamadan da seviyor bazen bişeyleri , ısıtınca içini çok da düşünmüyor belki , derken zaman su gibi akıp geçti filmlerdeki gibi , sözlerini çevirdi babam sorduğumda bir gün , fena değildi hani ama o kadar da anlamlı gelmedi , benimkiler daha güzeldi bir şekilde , içinde daha vurucu laflar vardı mutlaka , daha etkileyici birşeyler ,açtım dinledim az önce , sekiz yaşında arka koltuktan dışarı bakan o çocuk geldi aklıma , dalıp giderdim biyerlere ( evet çocukluğuma giderim , hatta sık yaparım bunu ben , insanlarla iletişimim iyi değildi küçükken en çok kendimle konuşurdum , bundan kaynaklı sanırım ama bu ayrı bi konu tabi ) arka camdan gökyüzüne çıkardım , hayallerden gemilere binerdim , sahilden havalanırdım şehri yukardan görmek için , köpekbalıklarını kafamdan atamasam da Kıbrıs'a yüzmek isterdim güneş doğarken , yani demek istediğim severdim ben bu şarkıyı işte
fairouz- bektoob esmak ya habibi
Babamın şarkıları
Gönderen
ufuk
5 Ekim 2011 Çarşamba
0 yorum:
Yorum Gönder