18 yıldır değil,ben bugün büyüdüm.Beni kendimden bile ayıran düşüncelerim ilk defa başımı yeni bir derde sokmak yerine deva oldu bugün bana .Kendimi bildim bileli patlak ampulu tozlanmış bir odanın karanlık köşesine sinmiş gölgem gibi beni takip eden yalnızlığımdan kurtuldum bugün. Yanlış cümlemi mağzur görün ,anlatmak istediğim , yalnızlığımdan değil bende bıraktığı o kötü etkiden kurtuldum bugün.
Kolay olmadı kayıtsız şartsız her şekilde beni dinleyen okurum.
,dinlememe özgürlüğüne sahip misin bilmiyorum ama elimde olsaydı sana bu özgürlüğü verirdim ve bu yüzden hala çarpıya basmamış olman hoşuma gidiyor ,basmış olsan da hoşuma gitmeye devam edecek.
Anne rahmindeyken annenin ruh hali çocuğunun ruh halini şekillendirirmiş ve şimdi çok huzurlu sayılabilecek ailemin durumu ( bu yüzden yaratana teşekkür ederim arasıra ) ben doğarken o kadar da iyi sayılmazmış.Zamanında kendini yalnız hissetmiş olan annemin söylemidir bu.
Ve ben , olaya böyle bakacak olursak miras edindiğim bu ruh halinden sıyrılmaya başladığımı hissediyorum.
Savaşta tek asker var etrafında kuru kalabalık , karşıda düşman diyecek olursak.Karşıdaki düşmana karşı kendisini bir topluluk gibi hisseden o tek asker için kuru kalabalık bir fayda ifade etmiyorsa ,askerin tek olması veya kuru kalabalıkla birlikte olması tek şeyi değiştiriyor.O asker kalabalık bir grubun parçası olduğunu düşündüğü için yalnız kalmaya hazırlanamıyor.Ve mutlaka yalnız kalacak olan bu asker huzur verici o kalabalıktan kendi eliye vazgeçmediği sürece kalabalık onu her terkedişinde varolan sorun karşısında çöküyor.Geriye o kuru kalabalıktan kalan tek askerle sorunu örtüyor kapatıyor.
- Kimse kalmazsa ne olacak peki ?
- Askerin ruhuna El Fatiha .
Büyüdüm ben bugün
yegese
Biliyorum çok merak ediyorsunuz sınavda ne yaptığımı.Bu yüzden yorum bombardımanına tuttunuz beni günlerdir.
Hasretle sonucumu bekleyip tırnak yemekten gastrit olanlar ,düşük net yaparsam insan içine nasıl çıkacağını düşünenler, bilin ki Ufuk yanınızda. Yani neticede ilgi ve alakanıza teşekkür eder(!) sınav sonucumu açıklarım.
Umutları yok etmeyen ama benim için tek başına da umut vaat etmeyen bir sınav sonucum var. Geri kalan sınavlarımda iyi bir performans sergilersem Danıştay gazabından geriye kalan puanlarla iyi bir Hukuk fakültesine girerim sanıyorum,umuyorum.
Ne hazindir ki girdiğiniz sınav sizi ömrünüzdeki son çoktan seçmeli sınavmış gibi strese sokup ,çıktığınızda herşeyin bitmediğini hatırlatıp rahatlatmaz.
Binlerce asker ,derin bir sessizlik , ve o kelebek
Pazar günü şu malum sınava gireceğiz .Çok çalıştım gerçekten ve elimden geleni de yaptığıma inanıyorum.Şansımın yaver gitmesi gerek , sanırım tek ihtiyacım olan bu kaldı.Hayırlısı olsun.Haydi görüşürüz ,umarım bundan sonraki yazım sınavın iyi geçtiği yönünde haber vermek için olur.Benim için dua edin ,sağlıcakla kalın .
Böylece şu karede 100. yazıya da ulaşmış oluyorum.Açtırana ve açık tutanlara teşekkür ederim.
Ben gibi
Birazdan yazacaklarım yan yana dizilmiş birkaçyüz harften ibaret neticede.Kalbimin derinliklerinden , herşeyiyle benden ve hissettiklerimden ibaret.Anlaşılır olmasını umut ediyorum ama sadece umut ediyorum.
Sevdiğim ve sevmediğim şeyler var . Evet var ve bunlar hep iç içeler.
En basiti mercimekli bulgur pilavının yanında çok sevdiğim kuru soğan gibi , yemek bittikten sonra dişlerimi fırçalasam da kokusu gitmeyen kuru soğan gibi.Evet aynen onun gibi , gitmez asla onun kokusu
Motorunun sesi başımı ağrıtan dolmuş gibi , binbir türlü koşuşturmaca arasında sadece düşünmeye , hayal kurmaya ayırdığım o nadide zamanları bana bahşeden dolmuş gibi , yaşlı teyzeye yer verirken anlamsızca heyecanlandığım , kalktıktan hemen sonra yeni bir boş yer bulup saçmaladığımı hissettiğim dolmuş gibi
Küçüklüğümden beri beni ürküten karanlık gibi , güneşten kaçan ve her gece aynı benim ona sığındığım gibi bana sığınan karanlık gibi , güneşe bile vermediğim karanlığım gibi , kusurlarımı örten ve her sabah tekrar karalamam için yeni bir sayfa veren karanlık gibi
Sürekli zinciri kayan , her denememde beni yağlı eller ve ekşi bir suratla yarı yolda bırakan bisikletim gibi , üstündeyken kulaklarımın arkasından geçen havayı hissettiğim bisikletim gibi
Yatmadan önce sıkıca sarıldığım , sabaha karşı üstümden attığım ve bunu yaptığım için beni defalarca hasta eden , tüyleri burnuma kaçan ama tekleyip düşürmedikçe sıcak tutan battaniyem gibi : ))
Her seferinde olgunlaşmadığını bildiğim halde karşı koyamayıp yediğim hurma gibi , baştaki o tatlı meyve gibi , sondaki o ağzı kamaştıran acayip meyve gibi
İç içe geçmiş duygularım ve tebessümle hatırlayacağım o bir sürü hatıram gibi , ve hepsi benim gibi
hadi iyi geceler okurum :)) saat kaç olmuş bak, ne saati gün bile değişmiş
çok sevdiğim annem gibi , odamın ışığını görürse beni tepeleyecek annem gibi :))