Otuz

Yirmiden sonra çocuk gibi hissetmemeye şartlanmaktan veya belki de kendiliğinden, saymayı da temelli bırakarak mevcut yıldan doğduğum yılı çıkararak bulmaya başlamıştım artık yaşımı. Özgürlüğü içime çektiğim, sevdalandığım, bir bavulla oradan oraya fikirleri kovaladığım, çalışmakla geçen bu yıllar berrak bir su gibi akıyor şimdi. Acaba boşa mı aktı diye sormaktan, geldiğim yola dönüp bakmaktan alamıyorum kendimi. İçimdeki bir ses uğuldayan rüzgarın sesine karışıyor, gelecekte yaşamaktan vazgeçmek yerine ısrarla yağacak yağmuru ve doğacak güneşi beklemeye koyuluyorum.

Arşiv