Mutluluk, huzur, dinginlik, saadet, rahatlık ve benzeri kelimelerle ifade edilebilecek bir motivasyonla yapıyorum geleceğe dair planlarımı. Geleceğe dair plan yapmak bir anlamda bu sonuca ulaşmamı engelliyor da olabilir, ama günlük pratikte henüz kaçınabildiğim bir durum değil plan yapmak. Bu sanırım "bir amacı olmayan, bir planı olmayan insan" etiketinin "kötü" oluşu konusundaki çevresel kabulden bana yansımış. Halbuki aksi yöndeki alışkanlığın da en az onun kadar "kötü" sonuçlar doğurabildiğini gördüm. (karanlıkta tam seçemedim :) )
Neden başka bişey değil de mutlu, huzurlu olmak istiyorum bilmiyorum. (Zizek ayrı düşünmüş.)
Elimde olmayan bu olduğundan sanırım. Özgürlük olmadan mutluluk olmayacağını keşfettiğimden beri özgürleşmeye odaklandım. Bu beni daha özgür yaptı mı emin değilim ama daha özgün yaptı. Kendini keşfetmek önemli bir işmiş, klişe bir laf gibi dursada, neyin kendinden kaynaklı neyin çevresel etki sonucu oluştuğunu gösteriyor imiş. Bu da zaman içinde manipülasyon yeteneğini öğretiyor, özgürleşebilmek için çevresel müdahaleleri durdurmaya, dönüştürebilmeye başlıyorsun. Çok keyifli yada sıkıcı olabiliyor duruma göre.
Temel ihtiyaçları karşılama sorunsalından kurtulabilirsem bu döngüyü işletebileceğim, paranın gözü kör olsun.