Çok zamandır kafa yorduğum bir husus bu, insanları tanımak. Düşünceleri toplayabilmek dikkatimin dağılmasını engellediği için yazarak daha kolay oluyor, yazayım dedim. Bunu okuyana kendimi beğendirme kaygımı da bir kenara bırakmaya çalışarak başlıyorum.
Bir insanı gerçekten tanımadan insanları nasıl tanıyacağımızı öğrenemediğimizi düşünüyorum, bu nedenle önce bir insanı tanımaktan başlamak gerek.
Kişiyi ifadeye dönüştüren aktarım araçlarını kullanım yeteneğinin gelişmesinin kişiyi de daha karmaşıklaştırdığını, bu nedenle ifade gücü geliştikçe ifade edilmesi gerekenin de daha zorlaştığını ve bir kısır kovalama halinin hasıl olduğunu düşünüyorum. Konuyu saptırmak istemiyorum ama sanat denen şey de benim gözümde çeşitli araçlarla bu ifade sürecidir. Resim yoluyla aktarım kabiliyetinin gelişmesi üzerine kendisi de karmaşıklaşan ressamın, bu duruma ayak uydurmak için kendini kovalaması bu ifade yolculuğuna örnek olabilir.
Kişinin bilinçli şekilde dürüst ifade yeteneğinin -ki bana kalırsa bu bile ifade denen şeyin yalnız küçük bir kısmını işgal ediyor, başka konu- hayli güçleştiği durumlar bir kenarda kalsa dahi, yalnız kendini aktarabilme süreci bile sınırsız araçlarla bu kadar karmaşık görülebilecek bir halde iken, ikincil bir kişinin bu karmaşaya dahil olup buradan doğru veri edinmesi çözülmesi zor, sıkıntılı denklemler. ( işin toplumsal boyutu apayrı bir çorba). İfade süreci ve buna bağlı insan ilişkileri bu nedenle işin içinden kolay çıkılabilecek konular, iki kere ikinin dört ettiği alanlar değil.
Burada ben basit bir kabul ile ifadeyi esas almamaya karar verdim zira bu çoğunlukla hatalı verilere ulaşılmasına sebep oluyor. Bu muhakeme süreci süslü kelimelerle pek anlaşılmaz görünse de bence yetişkinler içinde çok yaygın bir kabul biçimi, ifadeye değil eyleme bakıyorlar. [ ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz]. Çünkü eylemler ardındaki ifadelerden bağımsız olarak net veriler üretiyor. Bunun aslen değişken olan kişiyi tanımada, onu anlamada ne derece verimli olduğunu bilmiyorum ancak kişiye ait eylem kalıbı oluşturmayı kolaylaştırıyor. Kalıplamak da çok hoş değil evet, eylem kalıbı da değişkendir, kişi değişken olduğundan pekala yanılgılara sebep olabilir, ama tutarlı yada tutarsız eylemler tutarlı bir ikili iletişim süreci için benim bulabildiğim en güvenilir dayanak.
bkz. beyin fışkırtısı
Bir insanı tanımak vol-1
Kartpostal
Kartpostal gibi bir kasabaya geldim yaz ortasında, kar da yağacak belki pencereme sonra. Uykum tutmazdı kaç geceler, bugün içinmiş. Aferin lan ufuk