Yeniden başlamak üzereyim yine. Pılımı pırtımı toplayıp gideceğim buradan da aynı buraya geldiğim gibi . Evsizlikten korkmamalı , evet bu böyle olmalı. Korkarak her gün ölünebilir bir gün yaşamadan , çekip gidebilmeliyim . Ama itiraf edeyim bazen çok ağırlaşıyor ayaklarım . Sabah kahvaltısında peynir yemek için on sene bekleyen ben , haliyle değişmeye karşı direnç gösteriyorum istemeden. Olacakları bilmeden hazırım olacak diye . Anlatıldı işte yine bir istanbul masalı
Yol
Yirmiiiki
Doğum günü film şeridini gözden geçirme günüdür . Nedendir bilmiyorum oldum olası beğenemedim doğum günlerimi , arşiv faaliyeti daraltır beni , hep bir memnuniyetsizlik. Plastik çiçek gibi koklanmasın diye özel çaba sarfettiğimden kutlatmıyorum da kimseye artık . Sosyopatlığımdan da değil aslında ,o ayrı bişey onun bunla alakası yok .Tanımayınca kutlamayı beceremiyorlar ,ben de akvaryum ortamına alışkın değilim, camı sevmiyorum .
Şimdi yirmi iki bitti , özetle bir bok olmuyor büyüyünce , büyümeye devam ediyorsunuz , sonra aniden büyüme bitiyor , helva falan işte biliyorsunuz orasını . Yirmi ikisinde ölümü düşünen hemen her şeyi biraz abartabilir , yetenekli olduğum meziyetin bu olması da ilginç , kimin aklına gelirdi.
İyi ki doğdum , kendimi seviyorum , kimsenin beni tanıdığı yok , yey : D