Bi düş gördüm ben sabaha karşı.Ne yemyeşil çayırlar ne masmavi deniz ne de güzel kızlar vardı.Yeni doğan bir güneş ve gökkuşağı da beklemeyin benden.Sabaha karşı başladı ,uyanmak gelmedi içimden ,bitiverir diye. Öğlene doğru uyandırdılar beni, ben o kadar uyuduğumu da bilmem.
Bi düş gördüm ben sabaha karşı ,unutmuşum nerede yattığımı,evimde uyanmayı bekledim.Korkumdan açamadım gözlerimi, güneş doğru yerden vurmaz da ağlayıp rezil olurum diye.Onlar açtılar gözlerimi, yaşlarım içime aktı bu sabah.
Bi düş gördüm
Güverçin 2
Önceki yazıda adı geçen güvercin yere çakılmaktan kurtulup uçmaya başladı sevgili okurum.Çok sevdi bunu işin ilginç yanı .Yuvadaki düzeni de sevmiyor değildi ama kanat çırpmak bir ayrı güzel geldi. Dağlar , dereler derken kondu bir ceviz ağacının dalına etrafı seyrediyor şimdi, keyfine diyecek yok.Tek derdi meyveleri sıraya dizmek, baştakini didiklerken sondakini merak etmek.Daha ne tüfek gördü ne mermi, varsa biraz talihi onla da yolu kesişmeyecek.
Güverçin
Benelux ü gezdim .Paris'e ikinci defa gittim.Havamdan geçemiyorum ama konu bu değil.
Üniversite öğrencisi oldum. 11 yıldır evim dediğim yerden ayrılıyorum.Yeni bir başlangıç olacak benim için.Değişikliklere kolay ayak uydurabilen biri olduğumu söylemiycem ve sanırım bu yüzden bi tedirginlik var içimde. Mutlu olmasına çok mutluyum o ayrı , güvencin yavrusu daldan atıldıktan sonra uçana kadar bi düşer ya öyle bikaç saniye o durumdayım şuan , kanat çırpıcam ama felsefi pozlara girmekle meşgulüm
(ufuk= güvercin => ufuk= bağırsakları düzgün çalışmayan ve bu yüzden tekmelesek de uçmayan meydan kuşu)
kendime bilinçsizce laf gömdüm resmen
görüşürüz okur bağırsaklarım sağlam